29 Ocak 2011 Cumartesi

Kocaman sarılırsam görürsün



Canım benim, hep yanındayız biliyorsun ve çoook seviyoruz seni. Benim herşeyin düzeleceğine dair inancım sonsuz. Bir kere bilirim ki inadın taşı bile deler :)
Bu hastalık da inadına yenik düşecek eninde sonunda, sen hiç merak etme.

Fincanlarına da bayıldım, ilk fırsatta geliyorum kahveye ;)

Türk kahvesi

Senin kahve ile aran pek yok ama en çok içtiğin kahvede Türk kahvesi olunca Bitenekadar.com'dan son aldığım fincanları beğeneceğini tahmin ediyorum...

İşte yeni fincanlarım, kahveye beklerim canım:)

Sil Baştan

Kuzencim biliyorsun son tahlillerimde yine değerler oldukça yüksek çıktı ama dün bunu öğrendikten sonra sevdiklerimle Sen, Ceni, Koci, Ozi ve diğerleri ile konuşunca hemen toparladım diyebilirim. İyi ki varsınız, sizi seviyorum:))

İşte yeni sloganım:)

Sil baştan başlamak gerek bazen,
Hayatı sıfırlamak,
Sil baştan silmek gerek bazen,
Herşeyi unutmak...

28 Ocak 2011 Cuma

Sabah sabah alışveriş

Bu sabah 8:00'de Gebze'de toplantım var diye 6:00'da kalkıp düştüm yollara. Ofise bir geldim ki toplantı dün gece iptal edilmiş :(

Ben de önce gidip sıcacık çayımı aldım, sonra maillerimi okuyup bitirdim. Vee baktım ki vaktim var kendimi internete salıverdim.

Grupanya mı birinden Markafonin kuponu almıştık hatırlarsan, alırken aklımda hep Sarev denk gelirse ordan bir nevresim almak vardı o kuponla ama son 2 sefer kampanyaları yakalayamamıştım.

Baktım bu sabah markafoniye gelmiş Sarev. E senin şu yazındaki iki takımı zaten ilk gördüğümden beri beğeniyordum. Ben de girdim aldım birini. Çok renkli olana cesaret edemedim, şimdilik şunu şipariş ettim. Diğerini bir daha ki sefer artık. Senin gözün açık olsun yine

Sarev - Edna

Fıkra

Kuzencim çok ara verdim yazmaya ama bu fıkrayı okuyunca sana da yazayım dedim, çok hoşuma gitti:) Senin de biraz günün renklensin...

Söyle bakalım şimdi, mühendis misin yoksa yönetici mi? :))


Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri bir gün New York üzerinde balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır ;
"Pardon. Ben neredeyim acaba?" diye sorar.
"Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin" der adam. Yönetici sinirlenir :
"Sen mühendissin değil mi?" diye sorar.
"Evet." der adam. "Nereden bildin?"
"Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdigin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor."
"Sen de yöneticisin değil mi?"
"Evet, sen nereden bildin?"
"Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu benim suçum oldu." :))

17 Ocak 2011 Pazartesi

Haftasonu

Eee kuzencim siyah elbiselerin arkası gelmedi ;)

Haftasonu bilgisayarın başına oturamadım bir türlü, sanırım sen de :)

Cumartesi eğitimdeydim biliyorsun, çok keyifli bir eğitimdi bu arada. Eğitimde birçok açık noktamı farkettim ve bunlar üzerinde çalışmaya karar verdim. Pazartesi gününe çok ağır geleceğini düşünerek burda kesiyorum, detaylarını vakit olduğu bir ara anlatırım.

Pazar günü ise taşınma işleri vardı. Artık benim de bir ev arkadaşım var heyoo, kendisine burda kullanmak üzere seçeceğimiz isim konusunda önerilerini bekliyorum.

Dün öğleden sonra onunla beraber IKEA'ya gittik ve ona bir giysi dolabı aldık (aşağıdakinin bir kapağı aynalı olan)



Eve gelişimizin ardından, arada verdiğimiz yemek molası hariç nerdeyse tüm gece onun montajı ile uğraştık. İşleri bitirip bir çay içelim dediğimizde gece yarısını geçmişti. Ama saate inat çayımızı içtik, keyfimizi yaptık, öyle yattık. Tabii bu sabahı hiç sorma :) fena halde uykum var.

Yine de her kadın gibi enerji bulabildiğim bir konu var : Alışveriş. Sanki taşınan benmişim gibi gaza geldim dün, dekorasyon damarım kabardı. Evdeki eksikler daha bir gözüme battı. Ne zamandır almak isteyip bir türlü beceremediklerimden ilk hamlede aklıma gelenleri aşağıda listeliyorum, belki gördükçe almak konusunda daha çok girişimde bulunurum.

Özellikle sepet kısmı için bir cumartesi mısır çarşısına gideyim diyorum, sen de gelir misin?

1- Tek kişilik nevresim (mavili odaya)
2- Ayakkabı kutusu
3- Ütülenmeyi bekleyen kuru çamaşırları depolamak için bir sepet
4- Gece yatağın üzerindeki örtü ve yastıkları koyacak bir sepet
5- Yatak odasına aydınlatma (1 ayaklı, 2 ya da 3 abajur)
6- Yatak örtüsü

Bu arada IKEA'ya girip birşey almadan çıkmak olmazdı, ben de yatak odasına aşağıdaki aynayı aldım.



Durum böyleyken böyle, bakalım yarın ola hayrola...

14 Ocak 2011 Cuma

Rüyalarıma giren elbiseler

En son sana geldiğimde, aldığın birbirinden güzel elbiseleri görünce rüyalarıma girmeyeceğini mi sandın?!? Hahah, girdiler tabi kii:)))

Ama biliyorsun ki; aldığım kilolardan sonra hiçbir elbiseyi kendime yakıştıramaz olmuştum ve o yüzden elbiselerin rüyalarıma girmesi normal... Bu arada, Ocak sonu çok yakın bir arkadaşımızın düğünü var ve bu sebeple ben yine vakti zamanında aldığım siyah bir elbiseyi giymeyi kafamdan geçiriyordum.

Aslında bu elbiseyi çok seviyorum, koldaki ve beldeki deri parçalar değişik bir hava katıyor ama belime dolamam gereken kısmı, fazlalıkları saklayacağına malesef ortaya çıkarıyor, puff:( Yani her siyah elbise hayat kurtarmıyor!!! Görmemiş olabilirsin diye hemen bir fotoğrafımdan iliştiriyorum, böylece neden bahsettiğimi anlayacaksın...

Ben şimdi bunları niye mi yazdım:) Bugün bir arkadaşımla yemek yedikten sonra eve dönerken, yolum Armoni Park AVM'nin önünden geçiyordu ve aklımdan daha vaktim var diye geçirmemle 2dk sonra kendimi otoparka parketmiş ve yukarı çıkmış buluverdim:)) Velhasıl mağazaları gezmeye başladım ama gözlerim sürekli elbiselere takılıyordu ve umutsuzca bakınıyordum.

İlk durağım BATİK ti, hem %70'e varan indirim vardı, hem de çok güzel elbiseler, hatta bir tane güderi olan beğendim ama nafile en büyük beden bile olmadı:( Spora daha çok gitmem lazım diye söylenerek hemen oradan çıktım...

Ya tam heyecanlı kısmına geldim ama şimdi uykum geldi, daha anlatacaklarım var tabi kii; bakalım rüyalar gerçek olur muymuş:)) arkası yarın...

Batik 2010/2011 Sonbahar Kış Koleksiyonundan 2 siyah elbise ekliyorum; ha bire siyah elbise anlattım, iyi gider arkasından:))



13 Ocak 2011 Perşembe

Yatak Yorgan Alternatif

Kuzencim, sen odanın tek duvarını kırmızı yaptığından beri benimde gözüm nevresimlerde, ama inan aldığın bence şu ana kadar en iyi uyum sağlayacak olanı diye düşünüyorum o yüzden kaçırmamakla iyi yapmışsın,çok beğendim:)

Biliyorsun kırmızı nevresimlerde genelde hep siyahla kombin yapılıyor, ama senin kahve perdeler ve odada ki bej duvarlar bu seçenkleri otomatikman elememize neden oluyor malesef :(

Benimde gözüme ilişen birkaç tane oldu, ama rengarenk şeylere düşkünlüğümden de ilgimi çekmiş olabiliriler, sonuçta senin odanın son hali için abartı kaçabilirler ama yine de paylaşıyorum burada... Bir bak bakalım:)

İlkini Evmanya'da gördüm. Kahverengi ile tabi turuncu ağırlıklı olarak kullanılmış ama kırmızısı da var:) çok mu az ne dersin, ama bu alternatif olarak favorim...


Legrand Percale - Kahverengi

Sarev'den 2 tane nevresim beğendim. Biri çok renkli, diğeri de ona alternatif daha sade ve beyaz üzerine...

Sarev - Arabesque

Sarev - Edna

Son olarakta; Markafoni'de gördüğü ve daha sade olduğu için belki ilgini çeker diye düşündüğümü ekliyorum...


Elitte Fit - İris


Bu arada sen duvarı kırmızı yaptıktan sonra odanın son halinin fotoğrafını yollamıştın ama bulamadım, bi yollasana daha iyi canlanacak gözümde sanki:))

12 Ocak 2011 Çarşamba

Yatak Yorgan

Bu arada limango dan aşağıdaki nevresim takımını aldım, nasıl sence?



Aslında daha romantik birşeyler arıyorum ama bir türlü renk falan tutmuyor. Renk uyunca bunu alayım yedekte dursun bari dedim. Ama hala arıyorum aklında olsun. Uygun birşeyler bulursan bekliyorum :)

Eau De Parfum

Sen istersin de ben yazmaz mıyım kuzencim.

Parfüm olayı yılbaşı öncesi uğraştırdı beni. Bir ara burnum düşecek sandım ama azimle de yeni kokular aradım :)

Kendimce bulduklarım ve yorumlarım şöyle, seç beğen al diyorum ama bir süre the Beat alma da pişti olmayalım ;)

Bir de listeme başlamadan hatırlatayım kalıcılık istiyorsan seçimini eau de parfum olanlardan yana kullan, eau de toilette olanlar pek kalıcı olmuyor. Aşağıdakilerden de sadece biri Eau de Toilette zaten.

Aqua di Gioia; kesinlikle çok çekici bir parfüm. Reklamlarındaki hatunun iç gıcıklayıcı hali bence parfümde de var. Son derece ferah ve insanın kokladıkça koklayası geliyor. Strawberry indirimlerini takip ediyorum uygun bir fiyata yakalarsam kesin alıcam.



Be Delicious; meyvemsi, hafif bir koku. Meyvemsi hali adına yakışır şekilde iştah açıyor.



Nina; tatlı, meyveli, çiçekli gerçekten çok renkli bir koku. Çok beğendim ancak parfüm olmadığı için kalıcı olmaz diye tercih etmedim. Bu arada parfümü bana sevgili kardeşim tavsiye ettiği için erkeklerin de beğendiği bir koku olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ;)



Narciso Rodriguez For Her; pudramsı çiçekli bir koku, hiç fena değil.



Idylle; çiçeksi ve tatlı, oldukça da kalıcı, başarılı buldum.


Ange Ou Demon; çok çekici bir koku, almadım ama aklım kaldı. Baharat, çiçek ne ararsan var. Çok kalıcı ve cezbedici. Melek'i şeytan yapar gerçekten :)



Magnifique; bu kokuyu dükkandan çıkar ayak sıktım. İlk başta oldukça sert ve baharatlı bir gelen bir koku ancak bir sonraki dükkanda birşeyler denemek için girdiğim soyunma kabininde "allahım ne güzel kokuyor ne ki bu koku acaba" diyip dururken farkettim ki koku kazağımdan geliyormuş :) Kaldıkça güzelleşen, kalıcı ve dikkat çekici bir parfüm, özellikle gece kullanımı için düşünülebilir.



Ay daha bir sürü şey denedim sanki ama ilk aklıma gelenler bunlar oldu. Şimdilik bunları yazmış olayım aklıma gelirse ek yaparım sonra.

Aa söylemedim mi?

Kuzencim, benim karşı kıtaya taşınmam ve senin işinde ki acayip yoğunluk artışı biraraya gelince, bizi artık ne telefon görüşmeleri, ne de mailler kurtarmaz oldu. Ne zaman bir araya gelsek; aa söylemedim mi..., aa keşke haber verseydin.., ya bilseydim bende... ile başlayan cümleler sarfetmeye başladık. Benimde sana söyleyecek çok lafım oluyor ama onları her görüşme için biriktirmek çok zor veee artık her daim laflayabileceğimiz bir blogumuz olduğu için çok mutluyum:)))

Hazır aklımdayken yazayım, sen şu son denediğin parfümleri bana bi yazıversene:)) söyledin ama yine aklımda tutamadım benn:) Hahah bu blogun en iyi yani da unutsamda dönüp dönüp bakabilirim. Tam tembel işi çok sevdim:))

En son Jil Sander Sport bulamadığım için, Jil Sander Sensation almıştım biliyorsun.

Sport çok rahat günlük kullandığım bir parfümdü. Sende kullandın biliyorsun! Hele bu parfümün erkeği daha da süper, ben bayılıyorum ama ben söylediğimde kocacığımın pek ilgisini çekmedi. O, işte bu benim parfümüm deyip yıllardır aynı parfümü kullananlardan. Ama hakikaten o parfümle çok bütünleşmiş durumda, pekte laf söylemiyorum o yüzden:)

Sensation daha çekici bir koku, nerden mi anladım, Kocim ona daha güzel tepkiler veriyor:)) Ama artık yeni birşeyler deneyeceğim sanırım. Burberry The Beat denemiştim ya sende, bak onu bayağı beğendim cnm, bundan sonra onu deneyebilirim belki de...

11 Ocak 2011 Salı

Hadi bakalım hayırlısı

Blogumuz hazır kuzencim, laflama kanallarımıza bir de blog eklenmiş olduk, hayırlı olsun.

İş "laflamaya" gelince ne telefon yetiyor, ne mail, ne de yüzyüze geçirilen 1-2 saat. Alışmışız zamanında bir odayı paylaşıp sabahlara kadar laflamaya, böyle uzak kalınca bünye dayanmıyo.

Bu başlangıç postu olsun devamı "azzz sonra" diyelim.